Bulut bilişim ile yazılımların, servis olarak her yere ve herkese ulaşabilmesinden sonra, her cihazın internete bağlanabilecek olması, önümüzdeki 5-10 yılın teknolojik olarak sanırım en büyük olayı. Sosyal medyanın öncülüğünde zaten insanoğlu 7/24, bir birine bağlı bir hale girdi. Dakikalar hatta saniyeler mertebesinde, bu teknolojiyi benimsemiş kişilere ulaşmak mümkün. Kısacası artık herkes “online” olmaya başladı.
Bunun bir sonraki adımı, kullandığımız cihazların da “online” olmaya başlaması. Internet of Things(IoT) yani nesnelerin interneti dediğimiz bu kavram ile; teoride, günlük hayatta kullandığımız bir çok elektronik ve mekanik cihaz internet üzerinden erişebilir ve yönetilebilir olacak. Hatta hatta bir birleri ile internet üzerinden konuşabilecek olacaklar. İçerisindeki malzemelere göre size ne yemek yapabileceğinizi öneren ya da içerisindeki azalan domatese göre yeni sipariş veren buzdolabı, eve geliş saatinize göre klimayı ya da kombiyi açan akıllı ev sistemleri, arabanızda oluşan arıza için otomatik olarak servisten randevu alan arabalar ve daha bir çok benzer değişik sistem IoT adı altında hayatımıza girecek. Bir çoğu girmeye başladı bile hatta.
Hayatımızı kolaylaştıracak şeyler olsa da, daha farkına varmadığımız bir çok problemi de getirecekler tabi ki. Güvenlik konuları daha fazla önem kazanacak. İnternet üzerinden bir şekilde erişime açık olan bu cihazların güvenliği bir noktada en büyük endişe noktamız olacak belki de… Düşünsenize, internette bağlı çamaşır makinanız, hack’leniyor ve en sevdiğiniz tişörtünüz yıkanırken çekiyor ve küçülüyor…Eyvahlar olsun… 🙂
Her cihazın internet üzerinden iletişim içerisinde olması ve yönetilebilir olması, yazılım açısından da yeni yaklaşımları ortaya çıkaracak. Yine bize iş yani… Yazılım açısından yeni kavramların, yeni problemlerin ve çözümlerin hayatımıza girecek olması heyecan verici. Bütün bunların içinde olabilmek, içinde olmasak bile neler olup bittiğini takip etmek bir yazılımcı için ayrıca önemli. Son 10 yılın en popüler mesleklerinden biri olan “yazılım geliştirici”, şimdi herkesin yazılım yapabilecek konuma geliyor olmasından dolayı daha farklı bir duruma geldi diye düşünüyorum. Ciddi anlamda bu konuda çok becerikli bir nesil geliyor çünkü…
Ey yazılımcı, eğer doğal seleksiyonla elenmek istemiyorsan, zaten sahip olduğun becerileri korumak ve geliştirmek durumundasın. 🙂
Neyse…Bütün bunları yazmamın sebebi, neler olup bittiğini merak edip, küçük bazı projeler geliştirmek istemem aslında. Hobi amaçlı ya da belki değil… Yeni çağın, yetişkinlerin oyuncan anlayışı belki de. Bunları da GitHub üzerinden paylaşmaya çalışacağım, hani takip edip öğrenmek isteyen olur belki diye… İnternet üzerinde yüzlerce kaynak var, eğer sizde IoT falan ilgileniyorsanız, küçük bir merakınız varsa bir göz atın derim. Ben Raspberry Pi ve bir kaç sensor ve Azure ile başladım… Sizde başlayın, geliştirin, paylaşın…Zevkli…
Yavaş yavaş öğreniyoruz… İlki burada; https://t.co/G6iUmeURlO RaspberryPi, hareket sensörü ve Azure… #IoT #azure #RaspberryPi
— Arda Cetinkaya (@ArdaCetinkaya) September 24, 2015
Bonus…
Direkt konu ile alakalı değil belki, ama önümüzdeki yıllar için bizi neler bekliyoru başka bir açıdan yorumlayan bir video paylaşmak isterim. Biraz heyecanlanacak, biraz moraliniz bozulacak belki ama 15 dakikanızı ayırmanızı tavsiye ederim…